PDCA Döngüsü Nedir? Tüm Detaylarıyla

15.05.2025
22 dakikalık okuma
PDCA Döngüsü Nedir? Tüm Detaylarıyla

PDCA Döngüsü Nedir?

PDCA döngüsü, İngilizce “Plan-Do-Check-Act” ifadesinin kısaltması olup dilimizde PUKÖ (Planla, Uygula, Kontrol et, Önlem al) olarak bilinir. Dört adımlı tekrarlanan bir iyileştirme sürecini tanımlayan PDCA döngüsü, işletmelerde sürekli iyileştirme ve kalite yönetimi uygulamalarının temel araçlarından biridir.

İlk kez 1930’larda kalite kontrol uzmanı Walter A. Shewhart tarafından önerilmiş, daha sonra W. Edwards Deming tarafından geliştirilerek özellikle Japon endüstrisinde yaygınlaşmıştır. Bu nedenle PDCA, literatürde Deming Döngüsü veya Shewhart Çemberi olarak da anılır. Kısaca PDCA döngüsü; planlama, uygulama, kontrol ve önlem alma adımlarını içeren ve süreçleri sistematik biçimde iyileştirmeye yarayan bir yönetim yöntemidir.

PDCA döngüsü, problem çözmeden üretim süreçlerine kadar pek çok alanda kullanılabilen pratik ve etkileşimli bir yönetim modelidir. Bu döngü sayesinde organizasyonlar yaptıkları iyileştirmeleri küçük ölçekli test edebilir, sonuçları gözlemleyip değerlendirerek bir sonraki adımda nasıl ilerleyeceklerine karar verebilirler.

PDCA’nın felsefesinde, her iyileştirme adımının sonuçları “kontrol” aşamasında ölçülür ve elde edilen bulgulara göre ya standartlaştırılarak sürdürülür ya da gerekli düzeltici adımlar atılarak yeni bir döngüye başlanır. Böylece hatalar erken aşamada tespit edilip düzeltilebilir ve sürekli iyileştirme kültürü canlı tutulur.

Bu makalede PDCA/PUKÖ döngüsünün ne işe yaradığı, hangi alanlarda kullanıldığı, adımlarının neler olduğu, artı ve eksi yönleri ile benzer kavramlardan farkları ele alınacaktır.

Ayrıca gerçek hayattan örneklerle PDCA döngüsünün uygulamalarını daha somut hale getireceğiz.

PUKÖ Döngüsü Ne İşe Yarar?

PUKÖ döngüsü, işletmeler ve ekipler için planlı bir değişim ve iyileştirme çerçevesi sunar. Amacı, rastgele veya plansız iyileştirmeler yerine sistematik ve tekrarlanabilir bir süreç ile kaliteyi ve verimliliği artırmaktır. PUKÖ yaklaşımı sayesinde ekipler, karşılaştıkları problemleri adım adım ele alarak tekrarlayan hatalardan kaçınabilir ve her döngüde süreçlerini biraz daha geliştirebilir. Özellikle sürekli iyileştirme (Kaizen) ve yalın üretim prensiplerinin benimsendiği ortamlarda PUKÖ, değişimi güvenli ve kontrollü bir şekilde hayata geçirmeye yardımcı olur.

Bu döngü iş yerlerinde planlı değişim kültürünü destekler. Örneğin, bir ekip PUKÖ sayesinde bir sorunun ana nedenini belirledikten sonra çözüm için plan yapar, küçük ölçekte dener ve sonuçlardan öğrenerek gerekli önlemleri alır. Her adımda alınan geri bildirimler, çözümün istenen sonucu verip vermediğini gösterir ve gerekirse uyarlama yapma imkânı tanır.

Bu yönüyle PUKÖ döngüsü, organizasyonların gelişen koşullara uyum sağlamasını ve iyileştirme fırsatlarını kaçırmamasını sağlar. Sonuç olarak, PUKÖ döngüsü sürekli iyileştirme ve kalite yönetimi hedeflerine ulaşmak için kritik bir rol oynar; işleri rastlantıya bırakmak yerine veriye dayalı ve disiplinli bir iyileştirme yolu sunar.

PUKÖ Hangi Alanlarda Kullanılır?

PUKÖ döngüsü, yalnızca üretim hattında kaliteyi yükseltmek için değil, birçok sektör ve süreçte uygulanabilen evrensel bir yöntemdir. Temel olarak bir hedef belirleme ve gerçekleştirme çerçevesi sunduğu için aşağıdaki durum ve alanlarda yaygın biçimde kullanılabilir:

- İyileştirme Projeleri: Yeni bir sürekli iyileştirme veya verimlilik projesine başlarken, değişiklikleri planlamak ve sonuçlarını değerlendirmek amacıyla.

- Kalite Yönetimi: Kaliteyi arttırma programları, ISO 9001 gibi kalite yönetim sistemleri çerçevesindeki planlamalar ve uygulamalarda.

- Süreç İyileştirme: Mevcut bir süreç ya da sistemin performansını değerlendirmek, darboğazları belirlemek ve geliştirmek için.

- Müşteri Memnuniyeti: Müşteri şikayetlerini ele alma, hizmet kalitesini iyileştirme ve müşteri memnuniyetini artırma çalışmalarında.

- Problem Çözme: Kurum içinde herhangi bir sorun tespit edildiğinde, problemin kök nedenini bulup kalıcı çözüm üretmek amacıyla.

Yukarıdaki maddeler dışında PUKÖ, eğitimden sağlığa, yazılım geliştirmeden kişisel gelişime kadar değişim ve gelişim gerektiren her ortamda uygulanabilir. Örneğin hastaneler iş süreçlerini iyileştirmek için PDCA döngüsünü kullanarak hasta bekleme sürelerini kısaltabilir veya okullar eğitim kalitesini artırmak için bu yaklaşımı benimseyebilir.

Esnek ve tekrar edilebilir yapısı sayesinde PUKÖ, hem kurumsal düzeyde stratejik iyileştirmelerde hem de bireysel düzeyde alışkanlık değiştirme gibi konularda yol gösterici bir araçtır.

PDCA Döngüsünün Artıları ve Eksileri Nelerdir?

Her yönetim aracı gibi PDCA döngüsünün de avantajları ve dezavantajları bulunmaktadır. Bu bölümü, PDCA’nın artı ve eksi yönlerini net bir şekilde ortaya koymak için ayrı başlıklar altında ele alalım:

Artıları:

- Sistematik Süreç: İyileştirmeleri rastgele değil, belirli bir sistem dahilinde yapmayı sağlar. Bu da ekiplerin ne yapacağını bilerek işe başlamasına imkan tanır.

- Esneklik: Proje yönetiminden üretime, hizmet sektöründen kişisel gelişime kadar hemen her alanda uygulanabilecek esnek bir metodoloji sunar.

- Hızlı Geri Bildirim: Değişiklikleri küçük ölçekte hızlıca uygulayıp sonuçları hemen görebilme imkanı verir. Döngü kısa tutulabildiği için deneme-yanılma süreci hızlanır.

- Sürekli İyileştirme Kültürü: Organizasyonda sürekli iyileştirme kültürünü teşvik eder ve pekiştirir. Yıllar içinde etkinliği kanıtlanmış bir yöntem olması da güvenilirliğini artırır.

Eksileri:

- Yönetim Desteği Gerektirir: PDCA’nın başarılı olabilmesi için üst yönetimin desteği şarttır. Yönetim desteği olmadan döngünün gerektirdiği kaynaklar ve takip sağlanamayabilir.

- Tek Seferde Mucize Sunmaz: Bu yöntemden asıl fayda, döngünün defalarca tekrarlanmasından gelir. Sadece bir kez uygulayıp bırakmak genellikle kalıcı bir etki oluşturmaz.

- Zaman ve Sabır İster: PDCA bir öğrenme ve uygulama süreci olduğundan aceleye gelmez; sonuç almak için zamana ihtiyaç vardır. Çok acil çözümler gereken durumlarda beklenen hızı sağlamayabilir.

- Küçük Ölçekli İyileştirmeler: Genellikle adım adım ilerlemeye odaklandığı için, devrimsel (radikal) iyileştirmeler yerine kademeli iyileştirmeler sunar. Büyük dönüşümler için tek başına yeterli olmayabilir.

Yukarıdaki artı ve eksi yönler, PDCA döngüsünü uygulamadan önce beklentilerin doğru yönetilmesi açısından önemlidir. Doğru koşullarda ve doğru destekle kullanıldığında PDCA, işleri geliştirmek için son derece etkili bir araçtır. Ancak her derde deva olmadığı, diğer yöntem ve yaklaşımlarla birlikte düşünülmesi gerektiği unutulmamalıdır.

PDCA Döngüsü Aşamaları Nelerdir? PUKÖ Döngüsü Nasıl Yapılır?

PDCA döngüsü, ismindeki her harfe karşılık gelen dört temel aşamadan oluşur: Planla, Uygula, Kontrol Et, Önlem Al. Bu aşamaların her biri, bir öncekinin devamı niteliğindedir ve döngü tamamlandığında tekrar başa dönülerek sürekli bir süreç sağlanır. Şimdi PUKÖ döngüsünün adımlarını tek tek ele alalım:

1- Plan (Planla): İlk aşamada ele alınacak problem veya iyileştirilecek süreç tanımlanır. Mevcut durum detaylı biçimde incelenir ve veriler toplanır. Ardından bu sorunu çözmek veya süreci geliştirmek için spesifik hedefler belirlenir ve bu hedeflere ulaşmak üzere yapılması gerekenler planlanır. Planlama sırasında "Kim, neyi, ne zaman, nasıl yapacak?" sorularına yanıt aranır.

Örneğin bir üretim hattında hata oranını düşürmek istiyorsak, plan aşamasında mevcut hata oranını ölçecek, hatanın muhtemel nedenlerini analiz edecek ve iyileştirme için bir eylem planı tasarlayacağız.

2- Do (Uygula): İkinci aşamada, plan aşamasında belirlenen çözüm veya iyileştirme adımları hayata geçirilir. Bu uygulama mümkünse küçük ölçekte bir pilot çalışma şeklinde yapılmalıdır.

Örneğin planlanan değişiklik bir üretim süreci ise, önce tek bir makinede veya tek bir üretim hattında deneme yapılabilir. Uygulama esnasında ilgili veriler toplanır ve süreç yakından gözlemlenir. Bu sayede, planın getirdiği değişikliklerin etkisi kontrollü bir ortamda anlaşılmaya çalışılır.

3- Check (Kontrol Et): Üçüncü aşama, uygulama sonuçlarının değerlendirilmesi yani kontrol edilmesi aşamasıdır. Bu adım PDCA döngüsünün en kritik noktalarından biridir çünkü elde edilen veriler bu aşamada analiz edilir. Uygulanan değişiklik planlanan hedeflere ne ölçüde ulaştı? Mevcut performans ile önceki durum karşılaştırıldığında iyileşme var mı? Bu tür soruların yanıtları veriler ışığında aranır.

Eğer hedeflenen iyileşme sağlanmışsa başarılı olunan noktalar tespit edilir; sağlanamadıysa sapmalar ve eksik yönler belirlenir. Kontrol aşamasında objektif ve dürüst bir değerlendirme yapmak çok önemlidir çünkü sonraki adımın yönü bu değerlendirmeye göre belirlenecektir.

4- Act (Önlem Al): Döngünün son aşaması, bir önceki adımda elde edilen sonuçlara göre harekete geçme aşamasıdır. Kontrol aşamasında işler yolunda gitti ve hedeflere ulaşıldıysa, bu adımda yapılan iyileştirme standartlaştırılır. Yani başarılı uygulama kalıcı hale getirilir, gereken prosedür değişiklikleri yapılır ve ekipler yeni yönteme göre çalışmaya devam eder.

Örneğin pilot üretim hattında hata oranını düşüren bir yöntem bulunduysa, bunu tüm üretim hatlarında devreye almak önlem al aşamasıdır. Diğer taraftan eğer istenen sonuç elde edilemediyse veya kısmi başarı varsa, bu aşamada mevcut plan gözden geçirilerek değişiklikler yapılır veya tamamen yeni bir plan geliştirilir. Böylece PDCA döngüsü tekrar başa sararak yeni bir Planla aşamasıyla devam eder. Bu sürekli döngü, her turunda süreç performansını bir öncekinden daha iyi bir seviyeye taşımayı hedefler.

PUKÖ döngüsünün bu adımları, basit görünmekle birlikte disiplinli uygulama gerektirir. Her aşamada tutulacak kayıtlar, toplanacak veriler ve yapılacak analizler, döngünün başarıyla işlemesi için kritik önemdedir.

Doğru uygulandığında PDCA, küçük ölçekli deneylerle büyük ölçekli başarılara ulaşmak için etkili bir yol sağlar. Böylece hataların erkenden yakalanıp düzeltildiği, öğrenilen derslerin sonraki döngülere aktarıldığı bir sürekli gelişim mekanizması kurulmuş olur.

PDCA Döngüsü Örnekleri Nelerdir?

PDCA döngüsünün nasıl çalıştığını somutlaştırmak için birkaç basit örnek inceleyelim. Bu sayede teorik adımların pratikte ne anlama geldiği daha iyi anlaşılacaktır:

- Üretimde PDCA Uygulaması: Diyelim ki bir fabrika, ürün hatalarından kaynaklı müşteri şikayetlerini azaltmak istiyor. Öncelikle Planla aşamasında mevcut hata oranı ve başlıca nedenleri tespit ediliyor. Örneğin hataların %50’sinin makine kalibrasyonundan kaynaklandığı belirlendi ve hedef bu oranı yarıya indirmek.

Uygula aşamasında, seçilen bir üretim hattında makine kalibrasyon prosedürü güncelleniyor ve operatörlere ek eğitim veriliyor. Kontrol aşamasında, bu hatta üretilen ürünlerin hata oranı iki hafta boyunca ölçülüyor ve önceki oranlarla karşılaştırılıyor. Sonuçta hata oranının %50’den %20’ye düştüğü görülürse, Önlem al aşamasında bu yeni kalibrasyon ve eğitim uygulaması tüm fabrikada standart hale getiriliyor. Eğer istenen düşüş görülmeseydi, nedenleri analiz edilip yeni bir planla döngü tekrar başlayacaktı.

Bu örnekte PDCA döngüsü sayesinde veriye dayalı bir iyileştirme yapılarak kalite sorunu sistematik biçimde ele alındığını gördük.

- Hizmet Sektöründe PDCA: Bir restoran, müşteri bekleme sürelerinin uzun olmasından şikâyetçi olsun. Planla: Sorunu tanımlayıp ölçüyorlar; müşterilerin ortalama 20 dakika beklediğini ve hedeflerinin bunu 10 dakikaya indirmek olduğunu belirliyorlar. Uygula: Yoğun saatlerde ek bir garson görevlendirerek ve mutfak sipariş süreçlerini düzenleyerek küçük çaplı bir değişiklik deniyorlar.

Kontrol: Bir hafta boyunca bekleme süreleri ve müşteri memnuniyeti anketleri izleniyor. Veriler, bekleme süresinin 12 dakikaya indiğini ancak mutfakta bazı hataların arttığını gösteriyor. Önlem al: Uygulamanın başarılı yönü olan ek garson devam ettirilirken, mutfaktaki aksaklık için yeni bir plan yapılıyor (örneğin mutfak içi iş bölümü yeniden planlanıyor).

Restoran, bu döngüyü birkaç kez yineleyerek sonunda bekleme süresini hedeflenen seviyeye indirip standart bir uygulama haline getiriyor.

- Kişisel Yaşamda PDCA: PDCA yalnızca işletmelerde değil, bireysel hedeflerde de işe yarar. Örneğin bir öğrenci ders çalışma verimini artırmak istiyor. Planla: Günlük çalışma rutinini analiz edip günde 2 saat olan çalışma süresini 3 saate çıkarmayı ve verimini artırmayı hedefliyor. Uygula: Pomodoro tekniği gibi yeni bir yöntem deneyerek bir hafta boyunca uyguluyor. Kontrol: Haftalık verimliliğini değerlendiriyor, yaptığı test sınavlardaki netlerini ölçüyor. Sonuçta netlerinde artış görürse ve kendini daha verimli hissederse, Önlem al: bu çalışma şeklini düzenli alışkanlık haline getiriyor.

Eğer beklenen ilerlemeyi göremezse, nedenini düşünüp (dikkat dağıtıcı unsurlar, yanlış teknik vb.) yöntemi değiştirerek yeniden planlıyor. Bu şekilde öğrenci, kendi başarısını adım adım iyileştirmek için PDCA döngüsünü kullanmış oluyor.

Yukarıdaki örnekler gösteriyor ki PDCA/PUKÖ döngüsü, farklı ölçekteki sorunlar veya hedefler için uyarlanabilir bir çerçevedir. İster büyük bir üretim hattında ister günlük hayatta olsun, bu döngünün adımları aynı prensiplerle işler. Önemli olan, her adımı atladıktan sonra durup ne olduğunu değerlendirmek ve sonra bir sonraki adıma geçmektir. Bu yaklaşım, gelişigüzel değişimler yapmak yerine bilimsel bir yöntem ile dene ve öğren prensibini hayatımıza sokar.

Sonuç

PDCA döngüsü, ister küçük ölçekli bir ekip çalışması olsun ister büyük bir işletme dönüşümü, sistematik iyileştirmenin vazgeçilmez bir aracıdır. Bu makalede ele aldığımız üzere PDCA (PUKÖ) dört basit adımı içermekle birlikte, doğru uygulandığında süreklilik arz eden bir başarı döngüsü yaratır. Sürekli iyileştirme, günümüz rekabetçi dünyasında ayakta kalmanın anahtarlarından biridir ve PDCA döngüsü bu iyileştirmenin pratik rehberidir.

Özetle, PDCA döngüsü sayesinde: planlama yaparak hedefler netleştirilir, kontrollü uygulamalarla değişiklikler test edilir, elde edilen sonuçlar veriye dayalı olarak değerlendirilir ve başarılı uygulamalar standartlaştırılır.

Bu döngü tekrarlandıkça organizasyonlar öğrenen bir yapıya kavuşur; hatalardan ders alarak her seferinde bir önceki performansının üzerine çıkmayı başarır. Elbette PDCA tek başına bir amaç değil, bir araçtır – önemli olan onu doğru zamanda ve doğru şekilde kullanmaktır.

Sonuç bölümünde vurgulamak gerekirse, PDCA/PUKÖ döngüsü yalın ve anlaşılır yapısıyla herkesin katkı verebileceği bir iyileştirme süreci tanımlar. İş dünyasında kalıcı başarı ve yüksek kalite standartları, bu gibi disiplinli yöntemlerin bir kültür haline gelmesiyle mümkün olur.

Kalite yönetimi alanında yerleşik bir söz vardır: “İyileştirme asla bitmez.” PDCA döngüsü de tam olarak bunu sağlar – bitmeyen bir iyileştirme yolculuğunda, her turda biraz daha iyiye ulaşmamıza yardımcı olur. Böylece hem süreçler hem de sonuçlar zamanla mükemmelliğe doğru ilerler.

Sıkça Sorulan Sorular

PDCA ve PUKÖ Aynı Anlama mı Sahiptir?

Evet, PDCA ve PUKÖ aynı döngüyü ifade eder ve aralarında herhangi bir kavramsal fark yoktur. PDCA, İngilizce “Plan, Do, Check, Act” söz öbeklerinin baş harflerinden oluşan bir kısaltmadır. Türkçede bu ifadelerin karşılığı “Planla, Uygula, Kontrol Et, Önlem Al” şeklindedir ve baş harfleri PUKÖ kısaltmasını oluşturur.

Yani PDCA döngüsü ile PUKÖ döngüsü birebir aynı süreçtir, sadece dillerdeki kısaltmaları farklıdır. Literatürde Deming döngüsü ya da Shewhart çevrimi gibi isimlerle de anılan bu model, hangi adlarla ifade edilirse edilsin planlama, uygulama, kontrol ve önlem alma adımlarından oluşan sürekli iyileştirme yaklaşımını temsil eder. Kısacası, “PUKÖ kullanıyoruz” demek ile “PDCA uyguluyoruz” demek aynı anlama gelir – herhangi bir metodoloji farkı bulunmaz.

PDCA ile PDSA Arasındaki Fark Nedir?

PDCA ve PDSA döngüleri büyük ölçüde aynı yapıya sahiptir; tek fark üçüncü aşamadaki ifadenin farklı olmasıdır. PDSA, “Plan-Do-Study-Act” kelimelerinin kısaltmasıdır. Yani PDSA döngüsünde PDCA’deki “Check (Kontrol et)” adımı yerine “Study (İncele)” adımı bulunur. Bu değişiklik terminolojide küçük görünse de arkasında önemli bir vurgu farkı vardır.

Kavramın mucidi Deming, “check” kelimesinin sadece karşılaştırma yapma anlamına geldiğini, oysa “study (incele)” kelimesinin verilerden öğrenmeyi ve derinlemesine analiz etmeyi daha iyi yansıttığını belirtmiştir. Deming’e göre üçüncü adımda yapılması gereken, elde edilen sonuçları sadece hedeflerle karşılaştırmak değil, aynı zamanda süreci nasıl daha iyi hale getirebileceğimizi çalışmak ve anlamaktır.

Pratikte, PDCA ve PDSA döngülerinin uygulanışı hemen hemen aynıdır. Birçok kaynak bu terimleri eş anlamlı kullanır ve her ikisi de sürekli iyileştirme amacıyla döngüsel problem çözme yaklaşımını ifade eder.

Örneğin sağlık sektöründe kalite iyileştirme projelerinde PDSA terimi sık kullanılmaktadır, çünkü burada vurgulanan “inceleme” adımıdır; ancak sonuçta yapılan iş yine planla-uygula-kontrol et döngüsüdür.

Özetle, PDSA döngüsü PDCA’nın bir varyasyonu olup temel fark, üçüncü aşamada kontrol etmek yerine derinlemesine inceleme ve öğrenmeye odaklanılmasıdır. Bu farklı isimlendirme, yöntemin özüne yeni bir boyut katmakla birlikte PDCA’nın genel felsefesini değiştirmez – her iki döngü de veriye dayalı sürekli gelişimi hedefler.

PDCA ile Kaizen Arasındaki Fark Nedir?

Kaizen, Japonca’da “iyi yönde değişim” anlamına gelen ve iş hayatında sürekli iyileştirme kültürünü tanımlayan bir felsefedir. PDCA döngüsü ise Kaizen’in pratikte uygulanmasını sağlayan yöntemlerden biri olarak görülebilir. Yani Kaizen, bir kuruluşun veya bireyin sürekli küçük adımlarla gelişme prensibidir; PDCA ise bu prensibi hayata geçirmek için izlenen somut adımları tarifler. Bu açıdan bakıldığında, PDCA ve Kaizen rakip veya tamamen ayrı kavramlar değil, birbirini tamamlayan konseptlerdir.

Farklılıklarına gelince: Kaizen daha çok bir yaklaşım ve kültürdür. Örneğin bir şirkette Kaizen kültürü varsa, tüm çalışanlar her gün işlerini biraz daha iyileştirmek için fikir üretmeye teşvik edilir, küçük de olsa her gün iyileştirme yapma anlayışı hakimdir. PDCA ise bunun araçlarından biridir – çalışanlar bir iyileştirme fikri uygularken PDCA döngüsünü kullanarak planlama yapar, dener, kontrol eder ve standartlaştırır.

Kaizen yaklaşımı, PDCA dışında 5S, yalın araçlar, değer akışı haritalama gibi birçok yöntemi de bünyesinde barındırabilir. Ancak PDCA çoğu Kaizen çalışmasının temelinde yer alır ve Kaizen’in pratik uygulaması için kılavuzluk eder.

Özetlemek gerekirse:

- Kaizen, tüm organizasyonda sürekli iyileştirme kültürünü ifade eden şemsiye bir kavramdır.

- PDCA, Kaizen felsefesini gerçekleştirmek için kullanılan döngüsel bir yöntemdir.

Kaizen uygulamalarında genellikle PDCA döngüleri art arda işletilerek süreçler iyileştirilir. Kaizen felsefesi “daha iyiye doğru bitmeyen yolculuk” derken, PDCA bu yolculuğun yol haritasını adım adım çizer. Bu sebeple, Kaizen ve PDCA aynı amaca hizmet eden, biri kültür diğeri yöntem olan kavramlardır.

PDCA ile Toplam Kalite Yönetimi (TKY) Arasındaki Fark Nedir?

Toplam Kalite Yönetimi (TKY), bir organizasyonun tüm birimlerinde ve süreçlerinde kaliteyi ön plana alan, müşteri memnuniyetini ve sürekli iyileştirmeyi hedefleyen geniş kapsamlı bir yönetim felsefesidir. TKY, üst yönetimden en alt kademedeki çalışana kadar herkesin katılımıyla kalite hedeflerine ulaşmayı amaçlar ve bu doğrultuda birçok araç ve yöntem kullanır.

PDCA döngüsü, işte bu araçlardan en yaygın olanlarından biridir ve TKY içerisinde problem çözme ve iyileştirme aracı olarak popülerdir. Başka bir deyişle, TKY bir sistem veya çatı ise, PDCA onun içinde yer alan bir süreç iyileştirme mekanizmasıdır.

Aralarındaki farkı netleştirmek için: TKY, kalite odaklı bir yönetim anlayışının tüm organizasyona yayılmasını içerir. Bu kapsamda stratejik planlamadan çalışan eğitimine, tedarikçi ilişkilerinden süreç ölçümlemelerine kadar pek çok unsur vardır. PDCA ise bu geniş yapının içinde özellikle süreç iyileştirme ve problem çözme adımlarında uygulanan bir döngüdür.

Örneğin TKY’yi benimsemiş bir şirket, müşteri şikayetlerini azaltmak istiyorsa, TKY’nin prensipleri gereği müşteri odaklı bir yaklaşım sergiler ve çalışan katılımını sağlar; bu sorunu çözmek için de PDCA döngüsünü kullanarak planlama ve iyileştirme yapar.

Sonuç olarak, PDCA ve TKY aynı kategoride değerlendirilecek kavramlar değildir:

- TKY, bir şirketin toplam kaliteyi sağlamaya yönelik benimsediği kapsamlı yönetim sistemini ifade eder.

- PDCA, bu sistemin içinde sıkça kullanılan, kaliteyi ve süreçleri iyileştirmeye yönelik döngüsel bir yöntemdir.

Birbirlerine karşıt değillerdir, aksine TKY uygulamalarının başarısı için PDCA gibi sürekli iyileştirme araçlarının etkin kullanımı gerekir. Nitekim W. Edwards Deming gibi TKY’nin öncülerinden biri, PDCA döngüsünü öğreterek Japon sanayisinde kalite devrimine katkı sağlamıştır. Günümüzde de TKY uygulayan pek çok kurum, kalite iyileştirme projelerinde PDCA (PUKÖ) döngüsünü temel almakta ve bu sayede kalite standartlarını sürekli yükseltmektedir.

Dijital Dönüşüm
Kurumsal İletişim
Bu İçeriği Destekleyen Ming Çözümleri:
Impact

Benzer İçeriklere Göz Atın!

İç İletişim Nedir ve Başarılı İç İletişim İçin Önemli Noktalar
8.03.2025
9 dakikalık okuma
İç İletişim Nedir ve Başarılı İç İletişim İçin Önemli Noktalar
İç İletişim
Kurumsal İletişim
İnsan Kaynakları Yönetiminde Dijital Dönüşümün Önemi
14.03.2025
8 dakikalık okuma
İnsan Kaynakları Yönetiminde Dijital Dönüşümün Önemi
Dijital Dönüşüm
İK Teknolojileri
Servis Yönetimi Modülü Nedir ve Özellikleri Nelerdir?
02.01.2025
8 dakikalık okuma
Servis Yönetimi Modülü Nedir ve Özellikleri Nelerdir?
İK Teknolojileri
Dijital Dönüşüm